Malaga’yı seyahat planlarınıza eklemek İçİn 8 sebep!
Malaga, Madrid ve Barselona’dan sonra İspanya’nın en büyük şehirlerinden biri. İspanya'nın güneyinde deniz kenarında olmasının yanı sıra birçok kendine has özelliğiyle de turist çeken bir şehir. Benim de geçtiğimiz yıl eşimle Malaga'yı ziyaret etme fırsatım olmuştu ve kış aylarında gitmiş olmamıza rağmen Malaga'yı çok beğendim. Hazır anılarım da tazeyken size bu şehirden en çok aklımda kalanları ve en çok özlediğim şeyleri yazmak istedim. Eğer siz de gelecek tatiller için seyahat planları yapıyorsanız ama nereye gitmek istediğiniz konusunda kararsızsanız sizi Malaga'ya gitmeniz için ikna edecek 8 sebebim var :)
1. Direkt uçuşlar
Eğer İstanbul’da yaşıyorsanız Malaga’ya direkt uçuşla gidebilirsiniz (yıllardır Ankara’dan çoğu Avrupa şehrine direkt uçuş koymayanlara ise buradan teessüflerimi iletiyorum…) Dolayısıyla önce Madrid’e inip sonra trene, otobüse binmeden veya araba kiralamakla uğraşmadan rahat rahat ve makul bir sürede Malaga’ya varabilirsiniz.
2. Kış ortasında ılık, güneşli hava
Bu madde özellikle kış aylarında seyahat etmek isteyenler için. Ardınızda soğuğu, karı kışı bırakıp birkaç saat içinde çok daha ılıman, güneşin pırıl pırıl parladığı bir yere gittiğinizi hayal edin :) Tabi ki denize girmek ya da şıpıdık terliklerle yürüyecek kadar sıcak değil ama yine de dışarda yürüyerek gezebileceğiniz bir hava olacak. Üstelik kış aylarında daha az turist geldiği için uzun sıralarda beklemekten de yırtmış olacaksınız :)
3. Sanat
Malaga deyince Pablo Picasso’yu anmamak olmaz. Dünyaca ünlü İspanyol ressam Picasso’nun doğduğu sehir Malaga’da Picasso’nun orijinal eserlerini sergileyen müzeler bulabilirsiniz. Ayrıca Picasso’nun kübik eserlerinden ilham alan modern sokak sanatçıların duvarlardaki renkli eserlerini de yürüyüş yaparken sokak aralarında görebilirsiniz.
4. Plaj
Malaga’nın oldukça büyük palmiyeli, yumuşacık kumlu bir plajı var: Malagueta Plajı. Burası şehir merkezinden yürüyüş mesafesinde bulunuyor ve kış aylarında yüzmek için olmasa da deniz kıyısında yürüyüş yapmak için ideal. Plajda bulunan Malagueta yazısının önünde fotoğraf çekilmeyi unutmayın.
5. Chiringuito ve espeto
Kimdir, nedir bunlar? “Chiringuito” İspanyolların plajda bulunan küçük restoran/barlara verdiği isim. Zira bütün gününü plajda geçirmeye gelmiş İspanyollar öğlen vakti yemek yemeye uzağa gitmek istemezler. Bu yüzden bu chiringuito’lar çok pratik bir çözüm yolu sunar. Ya burada oturup yemeğinizi yersiniz ya da paket alıp şezlongunuza dönersiniz. Yukarıda bahsettiğim Malagueta plajında da, kış aylarında bile, bu chiringuitolardan var ve çok da leziz tapalar yapıyorlar. Uygun fiyatlı olan bu tapalardan ortaya birkaç tane söyleyip açık havada oturup kış güneşi ve dalgaların sesi eşliğinde tadını çıkarabilirsiniz.
Peki “espeto” ne demek? Malaga’ya kadar gidip bir chiringuito bulup oturduysanız bir espeto yemeden dönmek olmaz! Espeto Malaga usulü şişe geçirilip tuzlanıp açık havada ateşte pişirilen balık demek. Bu minik balıklar soslu olmadıkları halde acayip lezzetli oluyorlar ve tapalarla çok güzel yeniyorlar. Bu espeto o kadar ünlü ki bir nevi Malaga’nın sembolü haline gelmişler, hediyeliklerde bile bunların figürlerini görebilirsiniz. Hediyelik olarak almasanız da kesinlikle birkaç tabak yemeden dönmeyin :)
6. Pajarete
Espetoları bir güzel midemize indirdik, şimdi sırada ne var dediğinizi duyar gibiyim. Cevabım “pajarete”! Tam anlamı “küçük kuş” olan “Pajarete” yine Malaga’ya özgü tatlı bir kırmızı şarap çeşidi. Adına uygun bir şekilde bu şarap minik shot bardaklarında servis edilir. Eğer siz de benim gibi tatlıya düşkünseniz bu şaraba bayılacaksınız. Nereye gidelim derseniz oranın en geleneksel ve ünlü barı Antigua Casa de Guardia derim. Buranın usulü de şu: Gidip karşınızda dizili fıçılardan dilediğinizi seçip şarabı için, barmenin bar masasının üzerine yazdığı hesabı ise en son çıkarken ödeyin.
7. Tarihi mekanlar
Malaga’da gezebileceğiniz tarihi yerlerden belki de en ünlüsü Malaga Katedrali. Buranın ünlü olma sebebi lakabı “manquita” aslında. Manquita tek kollu demek. Bu katedrale tek kollu demelerinin sebebi ise iki kulesinden birisinin eksik olması. Söylenene göre bu katedralin inşası için toplanan paraları o sırada Birleşik Krallık’tan ayrılmak için mücadele veren Amerika’daki İngiliz kolonilere (bugünkü bağımsız ABD’yi kuran kolonilere) göndermişler. Bu yüzden bitirilemeyen katedral de bir kolu (yani kulesi) eksik kalmış.
Gezebileceğiniz
bir diğer tarihi yer de Malaga kalesi, Alcazaba. Neden hatırlamıyorum, biz
buranın içine girmemiştik ama bildiğim kadarıyla bu görkemli kalenin dışında
harika bahçeleri var. Eğer zamanınız ve enerjiniz varsa burayı da gezmeyi
unutmayın.
8. Güzel sokaklar, cafeler, restoranlar
Eğer tarihi yerleri gezmektense sokaklarda gezmeyi sevenlerdenseniz Malaga bunun için de çok uygun bir şehir çünkü hem düzayak hem de sokakları çok estetik. Özellikle şehrin kalbi Larios Sokağına gidin ve ister birbirinden güzel ve şık mağazalara dalın, isterseniz de bir külah dondurma alıp eski binaların güzelliğini izleyerek dolaşın. Biz yemek yemek için buralardaki cafe ve restoranları tercih etmiştik (kahvaltı için La Loca Juana adlı küçük şirin bir kafeye gitmiştik, akşam yemeği içinse, hayatımda gördüğüm en enteresan restoranlardan biri olan El Pimpi’ye gitmiştik. Restoranın çok popüler ve kalabalık olacağını bilerek daha erken bir saatte gidebilirsiniz. Öğle yemeği içinse tabi ki bir chiringuito). İklimi buna çok elverişli olduğundan sokak aralarında palmiye ve turunçgil ağaçları görmek de bu şehirden aklımda kalan çok güzel iki detaydı (bana biraz Antalya’yı hatırlattı. Antalya’yı da çok severim).
İşte bu kadar!
Umarım bir an önce hayat (ve döviz kurları) eskiye döner ve biz de yine gönlümüzce gezip yiyip seyahat edebiliriz.
¡Ciao!
Yorumlar
Yorum Gönder