Burgos & San Sebastian notları - Araba ile Adım Adım Kuzey İspanya turu - Bölüm 1
¡Hola!
Uzun zamandır yazmak istediğim seyahat yazı dizisinin ilk bölümü en sonunda karşınızda! Eşimle ilk olarak 2018 yazında, sonra da 2021 yazında Kuzey İspanya'ya araba ile yaptığımız 2 yolculuğun notlarını sizlerle paylaşmaya başlıyorum. Birkaç saatliğine mola vermek için durduğumuz Burgos ve 24 saatte turladığımız San Sebastian'da gezme, yeme ve içme üzerine önerilerimiz ve arada aklıma gelen komik hatıralarla yazımı keyifle okumanız dileğiyle... :)
(Okumak güzel ama vlog'u olsa da hemen izlesem diyorsanız buraya tıklayın!)
Burgos (Castilla ve Leon Bölgesi)
Sıcak bir temmuz sabahı, güç bela bavulumu kapattım ve saat
8 sularında evden çıktık. Arabamıza atlayıp uzun ya da kısa her yolculukta
dinlediğimiz, modumuzu her zaman yükseltmeyi başaran İspanyolca rock
playlistimizi açıp Madrid’den kuzeye doğru yola koyulduk. Bu yolculukta kuzeye
doğru ilerlerken ilk gözüme çarpan şey Madrid’in düz, sarı bozkırlarının yerini
tepeler, dağlar ve sonra da yemyeşil ormanların alması oldu.
Yolda ilk molamızı Burgos’ta verdik. Gördüğüm kadarıyla çok
temiz, yeşil, sakin ve güzel bir şehir Burgos. Eşimin dediğine göre İspanya’da
İspanyolca’yı en düzgün konuşanlar Burgoslularmış. Bizdeki eski İstanbul
Türkçesi gibi bir nevi…
En önemli gezilecek yeri 1221 yılında inşa edilmeye başlayan
Gotik tarzdaki katedrali. Tam adı Santa Iglesia Catedral Basílica Metropolitana
de Santa María de Burgos. Ama siz kısaca Catedral de Burgos da diyebilirsiniz.
Zaten turistik bir tane katedral göreceksiniz. Biz girdik, gezdik, fotoğraf
çektik, beğendik.
Burgos Katedrali ve ben |
Burgos Katedrali |
Karnımız zil çaldığı için hemen katedralin yanı başındaki Valor’un kafesine uğradık. Bu kafeye gelecekeniz eğer İspanyol’ların en sevdiği kahvaltı yiyeceği olan Churroları (büyük boyları Porras oluyor) yoğun kıvamlı, sıcak, saf Valor çikolatasına batırıp yemenizi öneririm. Valor İspanya’daki en lezzetli çikolataları üreten marka olarak nam salmış durumda, yemeden dönmeyin (biz her Türkiye’ye dönüşümüzde paket paket sıcak çikolata tozlarından ve kalıp çikolatalarından getiriyoruz, her markette bulabilirsiniz).
Burgos'ta kahvaltı: Bandıra bandıra ye beni diyen porra'lar ve ayrılmaz ikilisi sıcak çikolata |
Eğer burada daha çok vakit geçirmek ve değişik tatlar
denemek istiyorsanız, İspanyolların “morcilla” dediği, İngilizlerin “black
pudding” adını verdiği yiyeceği de deneyebilirsiniz çünkü Burgos bununla ünlü.
İştahınızı kapatmak istemem ama neden adı “black pudding” derseniz, bu yiyecek
siyah rengini içindeki domuz kanından alıyor, o yüzden.
Bu kısa Burgos molasından sonra arabamıza atlayıp bir gece
konaklayacağımız San Sebastian’a doğru yol almaya başladık! Eğer 24 saatte San
Sebastian’da neler yapılır, nerede ne yenir merak ediyorsanız yazımızı okumak
için buraya tıklayın!
San Sebastian (Bask Bölgesi)
Burgos’taki moladan sonra arabaya
bindik ve ver elini San Sebastian! Cheesecake’i ile bir anda Türklerin gönlünü
fethetmiş olan bu şehirde bu kekten çok daha fazlası var. Bizi neler mi
bekliyor? Upuzuuun yumuşacık kumların olduğu sahiller, her biri ayrı güzel ve
şık binalar, şahsına münhasır pintxo (pinço) denen minik tapalar servis eden
barlar, keyifle saatlerce sohbet ede ede yemek yiyip içkisini içen neşeli
insanlar… Her şey çok güzel gerçekten, yalnızca tek bir sorun var…
Banka soymadan San Sebastian’da konaklama sorunsalı
Size San Sebastian denince aklıma ilk
gelen anıyı anlatayım. 2018 yılında ilk gidişimizde eşim San Sebastian’ın
dışındaki köylerden birinde, kırsalın ortasında bir otel ayarlamıştı (San
Sebastian çok pahalı bir şehir olduğu için). Boşluğun ve sessizliğin
ortasındaki bu otel gündüzleri göze sakin ve huzurlu görünse de geceleri
karanlığın içinde bir hayli ürkütücü oluyordu. Otele giden patika gibi yollarda
ne bir ışık ne de bir insan vardı ve otelin içi de bir korku filminden
çıkmışçasına boş ve bakımsızdı. Temizlik yapan kadın somurtuyor, otelin
sahibesi ise gözlerinin yerini şaşırmış gibi alakasız yerlere çektiği göz
kalemleri ve pörçük pörçük saçlarıyla ile bana hiç güven vermiyordu. Ben
içimden dualar edip otelden ayrılacağımız saniyeleri sayarken eşim bunların
hiçbirini fark etmemişcesine otel sahibesinden gidilecek restoran tavsiyeleri
alıyordu. Otel odası ise çok kötü olmamakla birlikte ancak yarım insanın
sığacağı kadar büyüklükte olan tuvaletiyle benden geçer not alamamıştı. Eşimin
10 günlük gezi boyunca konaklanacak bütün yerleri tek tek, kendi başına seçtiği
bu gezi birden gözüme çok uzuuun ve tatsız görünmeye başlamıştı. İlk otel
böyleyse sonrakileri düşünmek bile istemiyordum (yanlış anlamayın, ben de çok
kez ucuz otellerde, hostellerde kaldım ama burası hem ıssız olması ve hem de
gariplikleri sebebiyle ayrı bir yer edindi hafızamda). O gece kapıyı pencereyi
iyice kilitleyip yatağa da temiz plaj havlumu serip üstünde tilki uykusu
uyumuştum. Ertesi gün de ani bir kararla Bilbao’ya gitmeye karar vermiştik
(oradaki otellerin fiyatı daha uygun ve San Sebastian’a bir buçuk saat
uzaklıkta). O zamanlar bize böyle bir oteli ayarladığı için eşime nasıl da
kızmıştım… Öyle ki o zamanlar otelin bir fotoğrafını bile çekmemişim ama şimdi
hatırladıkça çok gülüyorum :)) Sonradan sohbetlerimizde çok kulağını çınlattık
oteldeki kişilerin…
Diyeceğim o ki, San Sebastian çok
güzel ama oteller pahalı. Şehrin dışındaki kırsal bölgelerde de oteller var ama
bizim tecrübemiz çok iyi değildi. Şehrin içinde kalmak için para harcamak
istemiyorsanız bütün günü San Sebastian’da geçirip akşam Bilbao’ya hareket edip
orada çok güzel ve fiyatı uygun otellerde kalabilirsiniz. Biz de böyle
yapmıştık.
Bu gidişimizde ise (Temmuz 2021) San
Sebastian’ın içinde Casual de las Olas San Sebastian (görmek için tıklayın) adında düzgün,
temiz ve güvenli bir otel zincirinde kaldık bir gece. En güzel yanı da şehir
merkezine yürüyerek 15 dakikada gidebiliyorduk. Otele check-in yapıp
eşyalarımızı bıraktıktan sonra öğle yemeği için San Sebastian’a daha önce
gittiğimizde çok memnun kaldığımız ve internette yorumları ve puanları çok iyi
olan Bodega Donostiarra’ya yürümeye başladık…
San Sebastian’da nerede ne yenir?
San Sebastian’da, hatta genel olarak
Bask bölgesinde yemeniz gereken şey pintxo (pinço). Bunlar tapas
dediğimiz İspanyolların içki yanında yediği atıştırmalık boyutundaki yiyeceklerin
daha küçüğü. Zaten tapalar küçük neden daha küçüğünü yapmışlar derseniz
pintxolar tapaların gurme versiyonu diyebiliriz. Daha değişik malzemelerle ve
ilginç kombinasyonlarla hazırlıyorlar. Dolayısıyla birkaç tane alıp
paylaşırsanız farklı lezzetler tatmış olursunuz. Genelde bu pintxo barlarda
tıka basa doymuyorsunuz ama çok lezzetli oldukları için barlardan mutlu bir
mide ile ayrılıyorsunuz.
Öğle yemeği – Bodega Donostiarra
Bodega Donostiarra oldukça popüler bir
mekan. Kapalı ve açık alanları var ancak büyük değil, o yüzden kalabalık olma
ihtimali yüksek. Önceden rezervasyon yaptırmazsanız biraz sıra beklemeniz
gerekebilir.
Bodega Donostiarra |
Yiyecekleri menüden bakarak (görmek
için buraya tıklayın) ya da barın üzerine dizilmiş servis tabaklarındaki
pintxolar arasından seçebilirsiniz. Günün spesiyali tarzı yiyecekleri ise
üzerinde “Platos del dia” yazan girişteki tabeladan görebilirsiniz. Biz daha
önceden yiyip çok sevdiğimiz bazı pintxoları tekrar sipariş ettik: Gilda
(ançüezli ve turşulu mini şiş), Completo de Bonito (ton balıklı sandviç), Pulpo
a la Vinagreta (ahtapot salatası), Ensaladilla Rusa (İspanyol usulü Rus
salata - evet böyle bir şey var!). Bunları bölüştük.
San Sebastian'dan bir demet pintxo (pinço) |
Ana yemek olarak da Marmitako de
Salmon (somonlu Marmitako) aldık ve bunu da bölüştük. Ben ilk kez Marmitako
yedim ve çok hoşuma gitti çünkü basitçe bizim evlerde yaptığımız patatesli,
biberli sulu tavuk yemeğinin somonlusu gibiydi. Yemekten sonra tatlıyı es geçip
biraz şehirde yürümeye koyulduk.
Somonlu Marmitako |
İspanya’da denemeniz gereken dondurma
çeşitleri - Arnoldo Heladeria
La Concha plajı boyunca yürürken daha
önce de gittiğimiz bir dondurmacıdan dondurma alalım dedik. Siz de benim gibi
farklı tatlar denemek konusunda hevesliyseniz İspanya’ya gittiğinizde şu dondurma
çeşitlerini mutlaka deneyin:
·
Leche merengada (tarçınlı süt): Bizim kış
içeceğimiz salebin dondurmasını yapmışlar gibi.
· Dulce de leche (süt karameli): Normal karamel
tadından daha yumuşak bir aroması var. Yakın zamanda Türkiye’de de
popülerleşmeye başladı.
· Turron (bademli şekerleme): İspanya’da Noel
zamanı çıkan bu geleneksel şekerleme badem ile yapılır ve İspanyollar
tarafından çok sevilir. Eğer kış zamanı gidemiyorum, Turron yiyemiyorum diye
üzülüyorsanız dondurmasını deneyin!
Akşam yemeği - Bar Sport
Akşam vakti San Sebastian’ın tarihi
şehir merkezine giderseniz irili ufaklı bir sürü pintxo barda oturan,
şaraplarını yudumlarken labirente benzeyen dar sokaklardan gelip geçenleri
izleyen insanlarla dolu olduğunu görürsünüz. Etrafta bu kadar bar varken nasıl
karar vereceğiz derseniz size iki önerim var.
Birincisi, bir bardan öbürüne atlayıp
gece boyunca değişik pintxolar yiyerek gezmek. Merak etmeyin, mide fesatı
geçirmeyeceksiniz çünkü her barda o bara özgü 1-2 pintxo deneyeceksiniz sadece.
Sonra hop başka bir bara. Eğer ilk kez San Sebastian’a gidiyorsanız bunu
yapmanızı önerebilirim.
İkincisi, çok iyi olduğunu bildiğiniz
bir tane pintxo bara girip oturup tüm akşamı burdaki pintxoları yiyerek
geçirmek. Biz geçen sefer farklı farklı yerlerde yemiştik ve bunun sonucunda da
çok iyi bir bara denk gelmiştik. San Sebastian’ın daha çok yerli halkının
gittiği Gros mahallesindeki Bar Sport (görmek için tıklayın). Burası gitgide
popülerleşmeye başladığından akşam belli bir saatten sonra önünde uzun bir
kuyruk oluşuyor. Peki burada ne yemeli?
Bar Sport: Yine gitsek yine burda yeriz |
Benim birkaç yıl önceki San Sebastian
pintxo turumuzdan en çok aklımda kalan ve çok orijinal bulduğum crema de erizo
(kremalı deniz kestanesi) idi. Fotoğrafına bakıp da bunun neresi yenir diye
merak ediyorsanız, kestaneyi ikiye bölüp içini kremalı bir sosla dolduruyorlar.
Kaşıkla içini yiyorsunuz. İki kere tatmama rağmen tadını hala tasvir edemiyorum
çünkü önceden tadını bildiğim hiçbir şeye benzetemedim ama denediğime pişman
değilim (tekrar gitsem 3.kez de yer miyim bilemiyorum ama...)
Kremalı deniz kestanesi |
Eğer deniz kestanesi sizi açmadıysa
menüden seçtiğimiz diğer pintxolara bir bakalım:
Tomate con mozzarella y anchoas (mozzarella peynirli ve ançüezli kızarmış domates)
Mini hamburguesa de txuleta (kırmızı
etli mini hamburger) Bask yöresine özgü dana etli bir hamburger.
Txuleta'lı mini hamburger |
Foie a la plancha – (ördek ciğeri) Eşimin en
beğendiği pintxo buydu çünkü yumuşacık ciğeri tereyağı gibi ekmeğin üzerinde
ezip üstüne karabiber ekip yiyorsunuz. Anlatırken bile ağzım sulandı.
Sadece ördek ciğeri yemek için bile buraya gelinir. |
Queso idiazabal – (Idiazabal peyniri) Eğer
peynir seviyorsanız Kuzey İspanya’ya bayılacaksınız çünkü tam bir peynir
cenneti. Idiazabal da Bask yöresinin peyniri. Gelmişken denenmeli.
Chipiron relleno de txangurro
(sarımsak ve pesto soslu kalamar dolması) Ufacık bir porsiyon geliyor ama bir
lezzet bombası. Benim gibi sarımsak sevenler için birebir.
Kahvaltıda San Sebastian Cheesecake
Türkiye’den taaa buraya kadar
gelmişken San Sebastian cheesecake’i asıl yerinde yemek istiyorum diyorsanız
gideceğiniz yer La Viña. Burası aslında bir pastane değil, tipik bir
İspanyol barı, ama “tarta de queso”su (yani cheesecake’i) çok meşhur.
La Viña: San Sebastian cheesecake cenneti |
Şehrin tarihi merkezinde yer alan La Viña (görmek için tıklayın), pazartesi günleri kapalıymış. Biz de bir günlüğüne geldiğimiz San
Sebastian’dan bir cheesecake yemeden dönmek istemediğimiz için Salı sabahı
koşturarak buraya kahvaltıya geldik. Bir Türk olarak benim gözlerim önce bir
tuzlu yiyecek aradı ve sabah taze taze çıkmış Tortilla de Patatas’ta (İspanyol
omleti) karar kıldım. İçi akışkan ve tuzu tam kararında olan leziz Tortilla’dan
sonra dillere destan içi kremamsı ve yumuşacık kıvamlı cheesecake’i yedik.
Üstünde meyvesi ya da sosu yok ama ihtiyacı da yok. O yüzden bu şehre gelen
herkese burası tavsiyemdir.
San Sebastian'da kahvaltı menüsü: Biraz tortilla, biraz cafe con leche, biraz da San Sebastian cheesecake. |
San Sebastian’da 1 günde neler yapılabilir?
Masmavi sular, yumuşacık plajlar
Evet, San Sebastian’ın uzun büyük bir
plajı var, hem de şehrin ortasında! Bu plaja tepeden bakarsanız bir deniz
kabuğuna benzediğini görebilirsiniz, o yüzden adı La Concha, yani deniz kabuğu.
Deniz çok güzel, yumuşacık, çok büyük dalgalar yok ve kuzeyde olmasına rağmen
su soğuk değil. Plaja girerken hiçbir para ödemiyorsunuz çünkü burası bir halk
plajı ama tertemiz ve nezih.
Eğer kıyı boyunca yürürseniz La Concha
kadar büyük ve kalabalık bir plaj daha göreceksiniz, bu da Playa de Ondarreta.
Burası da La Concha kadar güzel, kumlu ve kalabalık bir plaj. La Concha gibi, tek dezavantajı güneşli yaz günlerinde çok kalabalık olması (şaka yapmıyorum. bknz. alttaki fotoğraf).
Ondarreta plajında sakin bir gün... |
Palacio Miramar (Miramar Sarayı)
Miramar Sarayı |
La Concha ve Ondarreta plajlarının
arasında, falezlerin üstünde konumlanan bir saray var, Miramar Sarayı. Burası
İspanyol kraliyet ailesinin yazlık sarayı olarak kullanılıyormuş. Gördüğümde
oldukça mütavazı bulduğum bu sarayın en güzel yanı rengarenk bahçesi ve nefes kesen
manzarası. Bu bakımlı bahçede oturup masmavi deniz manzarasına karşı
istediğiniz kadar fotoğraf çekebilirsiniz çünkü herkese açık ve ücretsiz. Uzun
ve sıcak bir günün ardından mola vermek (hatta biraz uzanıp kestirmek) için
harika bir yer.
Miramar Sarayından manzara |
Monte Igueldo (Igueldo Dağı)
Ondarreta plajının sonunda yüksek bir
dağ var (Monte Igueldo). Bu dağa bir füniküler ile çıktığınızda San Sebastian’ı
kuşbakışı görebileceğiniz müthiş bir manzarayla karşılaşacaksınız. Bu dağın
tepesinde aynı zamanda hediyelik eşya satanlar, kafeler, dondurmacılar, hatta
ve hatta küçük bir lunapark bile mevcut. İsterseniz küçük bir kayığa atlayıp
dağın etrafını ve manzarayı yapay nehirde seyir halindeyken de
izleyebilirsiniz.
Monte Iguieldo: Tam bu noktada ufak bir photoshoot gerçekleştirebilir, kocanızı delirtene kadar poz verebilirsiniz :) |
Monte Urgull (Urgull Dağı)
Eğer dağ yürüyüşü yapmayı seviyorsanız
Urgull Dağı’na da çıkabilirsiniz (ben çıkmadım, eşimin ısrarına rağmen).
Ormanın içinden yürürken eskiden savunma amaçlı yapılan surları, tepesindeki
şapeli ve 12 metre yüksekliğindeki Sagrado Corazon (Kutsal Kalp) adı verilen
İsa heykelini görebilirsiniz.
Füniküler olmayınca çıkmayı göze alamadığım ama uzaktan pek hoş gözüken Urgull Dağı |
Eğer bu bahsedilen yerleri ve yiyecekleri bir de video olarak izlemek isterim derseniz, YouTube kanalımızdaki vlog'a bakabilirsiniz!
24 saatte 30.000’den fazla adım atarak
gezdiğimiz San Sebastian’dan Bilbao’ya gitmek üzere ayrıldık. Çok fazla bir
beklentim olmadan gittiğim Bilbao beni gerçekten çok şaşırttı. Hatta bazı
açılardan San Sebastian’dan daha iyi olduğunu bile iddia edebilirim! Kuzey
İspanya turumuzun ikinci ayağı olan Bilbao yazımı okumak için şuraya
tıklayın!
Not 1: San Sebastian Bask Bölgesinde olduğu
için İspanyolca’ya hiç ama hiç benzemeyen bir dilde menüler, tabelalar vs
görürseniz şaşırmayın. Burada Baskça yaygın olarak kullanılıyor. Eğer en basit
haliyle Baskça’da bir-iki şey öğreneyim diyorsanız ya da İspanyolca’dan ne
kadar farklı olabileceğini merak ediyorsanız yazımı okumak için buraya
tıklayın!
Not 2: San
Sebastian’da bu yazdığım yerlere biz hep yürüyerek gittik. Şehir içinde arabayı
kullanma ihtiyacımız olmadı. Eğer siz şehir merkezine arabayla gidecekseniz yer
altındaki ücretli park yerlerine arabanızı bırakabilirsiniz.
Eğer sorularınız veya önerileriniz varsa aşağıdaki yorumlara yazmayı unutmayın! :)
¡Ciao!
Yorumlar
Yorum Gönder