Türkçe’de karşılığı olmayan 9 İspanyolca kelİme
Photo by Jon Tyson |
Yabancı bir dilde konuştuğunuz
zaman kendinizi farklı biri gibi hissettiniz mi hiç? Sanki karakterinizde bir
şeyler değişmiş gibi? Belki normalde vereceğinizden farklı tepkiler
veriyorsunuzdur ya da insanlara kişiliğinizin farklı yanlarını
gösteriyorsunuzdur? Ben günümün çoğunu ̶ işim ve eşim dolayısıyla ̶ İngilizce
konuşarak geçiriyorum. Belki İngilizce günlük yaşamımın bu kadar içinde olduğu
için kendimde böyle bir farklılık hissediyorum.
İspanyolcada ise böyle bir şey (henüz)
hissetmiyorum çünkü İspanyolcam ileri seviyede değil. Ancak, İspanyol olan eşimi ve etrafımda İspanyolca
konuşan diğer insanları dinlerken fark ettiğim başka bir şey var: Her dil ve toplumda
olduğu gibi, İspanyolca ve İspanyolların da birbirini tamamlayan bir yapısı var.
Genelleme olacak ama, benim gördüğüm kadarıyla İspanyollar gülmeyi, hayatın
komik yanlarını görmeyi, olup bitenle eğlenmeyi seven, her şeyi çok kafaya
takmayan, dışadönük, aileleri ile vakit geçirmeye ve arkadaşlarıyla sosyalleşmeye
bayılan insanlar. İspanyolcaya baktığınızda da bu özellikleri yansıtan
kelimeler görüyorsunuz ve bu kelimeler bu dile ve topluma özel olduğu için başka
bir dile direkt çevrilemiyor. İspanyol eşimi, ailesini ve arkadaşlarının sohbetlerini dinlerken kulağıma en ilginç ya da en komik gelen İspanyolca sözcükleri sizin için aşağıda derledim. (Aşağıdaki sözcüklerin gerçek bir İspanyol tarafından nasıl telaffuz edildiğini görmek için buradan YouTube videomuzu da izleyebilirsiniz!)
1) Tapear
Bu kelime tapa’dan geldiği için
önce onu ele alalım. Bence İspanyolları en iyi anlatan kelime tapa(s). Biz her
ne kadar tapa’yı Türkçeye meze olarak çevirmeye çalışsak da aslında
birbirlerine hiç benzemiyorlar. Tapa dediğimiz şey İspanyolların bir bara
gittiğinde aldıkları içkinin ya da içeceğin yanında gelen minik atıştırmalık. Bu
bir parça patatesli omlet olabilir, kızarmış yeşil biberler olabilir ya da
sadece zeytin de olabilir. Bu atıştırmalık küçük tek bir tabakta gelir ve bara
beraber gittiğiniz kişilerle paylaşılır. Çok gayri resmi şekilde yenilir.
Genelde çatal bıçak kullanılmaz ve hatta ayakta yenir. Bu içeceğin yanında
gelen tapa müessesenin ikramıdır ve ne geleceğine bar kendi karar verir. Fakat
siz menü alıp oradan bir tapa seçerseniz bu paralıdır (ama porsiyon yine
küçük gelir). Eğer sadece öğün arası değil normal bir öğün olarak tapa yemek
isterseniz birkaç tane tapa almanız gerekir. Ya da çoğu İspanyol’un yaptığı
gibi bir bardan ötekine atlayarak ve hepsinde farklı bir tapa deneyerek de bir
öğünlük yemek yiyebilirsiniz. İspanya’da insanlar barlarda (özellikle barların
açık teraslarında) sosyalleşmeyi çok sevdiğinden böyle bir kültür oluşmuştur
(Gördüğünüz gibi bizdeki meze ya da rakı-balık kültürüne pek benzemiyor).
Ben İspanya’ya ilk gittiğimde bunu çok
yadırgamıştım. Gittiğim yerlerde sipariş ettiğim yemekler ya çok fazla (menü
del dia aldıysam mesela) ya da çok az (tapas barlarda) geliyordu. Yediklerimden
bir türlü tatmin olmuyordum. Sonra bu kültüre alıştıkça ben de tapalara bayılır
oldum. Hatta bu tarz yemek yemek şimdi bazen daha çekici geliyor. Hiç olmazsa
birbirinden farklı tatta bir sürü şey denemiş oluyorsunuz.
Uzun lafın kısası, bir bara gidip
yanında içki ile tapa yemek anlamındaki fiil de tapear. Yo tapeo, tu
tapeas, el-ella tapea.
Örnek cümle: ¡Vamos a tapear! (Hadi tapas yiyelim!)
2) Sobremesa
İspanyolları çok iyi anlatan
ikinci güzel kelime: sobremesa. Düşünün ki bir restoranda
arkadaşlarınızla güzel bir yemek yediniz. Yemek bitti ve hesabı istediniz.
Ödedikten sonra biz genelde kalkarız değil mi? İspanyollar hesabı istedikten
sonra daha uzuuuun bir süre daha garsonların dik dik bakmalarına aldırış
etmeden sohbet etmeye, gülmeye, eğlenmeye devam ediyorlar. Bu uzatılmış sohbete
sobremesa deniyor.
Örnek cümle: Hacemos la sobremesa juntos. (Yemek üstüne sohbet ediyoruz)
3) Botellon
Yeme-içmeden devam edelim.
Diyelim ki gençsiniz, sosyalleşmek istiyorsunuz ama bara da gitmiyorsunuz veya
maddi açıdan gidemiyorsunuz. Endişeye mahal yok! Botellon denilen
aktivitede içeceğinizi ya da içkinizi bakkaldan alıp arkadaşlarınızla toplaşıp sokağa
çıkıp ya da parklara gidip, gülüp eğleniyorsunuz. Tabi buna normalde yalnızca
fiesta zamanı yasal olarak izin veriliyor…normalde.
Örnek cümle: Compro hielos para el botellon. (İçeceklerimizle parkta arkadaşlarla buluşmak için buzu ben alırım.)
4) Pagafantas
Bunu direkt çevirdiğinizde “Fanta’yı
ödeyen” anlamına geliyor. Peki bunlar nasıl insanlar ve niye Fanta satın alıyorlar?
Örnek vereyim. Diyelim ki Roberto arkadaşımız Maria kızımızdan hoşlanıyor. Ona
bir türlü açılamıyor. Belki bir gün diyerek bu kıza ilgi gösteriyor, ona eşlik
ediyor, bir şeyler ısmarlıyor, “Fanta” alıyor, her türlü kullanılmaya
katlanıyor ama Maria bu çocuğu sadece arkadaş olarak görüyor. Bu durumda
Roberto’ya pagafanta diyoruz.
Örnek cümle: Roberto es un pagafantas. (Roberto sevgisine karşılık alamıyor ve kullanılıyor.)
5) Paluego
Yemekten sonra ağzınızda,
dişlerinizin arasında kalan, sonradan ortaya çıkan yemek artıkları.
İspanyolların komik olduğunu söylemiştim.
Örnek cümle: Despues de comer patatas, se me quedan paluegos en los dientes. (Patates yedikten sonra dişlerimde artıklar kaldı.)
6) Maruja
Herkesin işine burnunu sokan
dedikoducu teyze. Gördüğünüz gibi bizdeki teyzelerden İspanyollar da muzdarip.
Örnek cümle: Tu vecina es una maruja. Siempre habla. (Komşun tam bir dedikoducu teyze. Devamlı konuşuyor.)
7) Friolero/Friolera
Bu kelime de beni çok iyi
anlatıyor! Zira İspanya’da beni konuşurken bol bol bu kelimeyi telaffuz
ediyorlar. Friolero/a çok üşüyen, çabuk üşüyen, soğuğa karşı hassas kişi
anlamına geliyor. Ben de yaz kış yanımdan yeleğimi, ceketimi hiç eksik etmem.
Ne me lazım.
Örnek cümle:
A:Enciende la calefaccion. (Kaloriferi aç.)
B: No me seas friolera! Es septiembre! (Soğuğa karşı bu kadar hassas olma! Eylül ayındayız!)
8) Estrenar
Yeni aldığınız bir şeyi ilk kez
dışarda giymek, arz-ı endam etmek.
Örnek cümle: Esta noche yo voy a estrenar mi nuevo jersey. (Bu akşam yeni kazağımı ilk kez giyip dışarı çıkacağım.)
9) Puente
Örneğin bayram tatilini bir-iki
gün uzatıp haftasonuna bağlarlarsa bu uzun tatile İspanyollar puente
diyorlar, yani köprü. Bizde de böyle bir kelimeye ihtiyaç yok mu, ne dersiniz?
Örnek cümle: Nos vamos de puente. (Haftasonuyla bağlanmış tatile çıkıyoruz.)
Bu sözcüklerin telaffuzunu bir İspanyol'dan öğrenmek için YouTube videomuzu izlemeyi unutmayın!
Not: Son zamanlarda neden herkes İspanyolca öğrenmek istiyor? İspanyolcanın popülerliğinin ardındaki 6 sebebi okumak için buraya tıklayın!
Not 2: İspanyolların günlük konuşmalarda bolca kullandığı en komik 7 deyimi merak ediyorsanız buraya tıklayın! (Hem de örnek cümleler ve okunuşlarıyla birlikte!)
Not 3: Bir İspanyol ile evli bir Türk'ün gözünden Türk-İspanyol kültür farklılıkları nelerdir? 6 farklı kültür farkını anlattığım yazımı okumak için şuraya tıklayın!
Bundan sonraki yazılarımda İspanya ya da İspanyolca hakkında neler öğrenmek istersiniz? Düşüncelerinizi aşağıdaki yorumlarda veya Instagram'da benimle paylaşabilirsiniz ♥
Yorumlar
Yorum Gönder